Bizden Haberler

Ankara ekonomi basını ile iftarda buluştuk…

Ankara ekonomi basını ile iftarda buluştuk…

Gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği iftara ev sahipliği yapan Sintek Şirketler Grubu Kurucu Ortağı Onur Atakay, gelecek vizyonu ile güncel ekonomik ve sektörel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sintek Şirketler Grubu Kurucu Ortağı Onur Atakay, Ankara’da görev yapan ekonomi gazetecileri ile iftarda buluştu.

İftara Hürriyet Gazetesi Ankara Ekonomi Müdürü Aysel Alp Süzer, Sözcü Gazetesi Ekonomi Muhabiri Erdoğan Süzer, Ticaret Gazetesi Ankara Temsilcisi Seda Gök, Başkent ve Gözlem Gazetlerinin Yazarı Aysel Kanber, Haberturk.com Ekonomi Editörü Ahmet Kıvanç, Sabah Gazetesi Ekonomi Muhabiri Tarık Işık, Para Dergisi Ekonomi Muhabiri Hülya Genç Sertkaya, Dünya Gazetesi Ekonomi Muhabiri Mehmet Kaya, Dünya Gazetesi’nde 25 yıl süre ile Ankara Haber Müdürlüğü yapan Hüseyin Gökçe, Akşam Gazetesi Ekonomi Muhabiri Miray Çimen, Türkiye Gazetesi Ekonomi Muhabiri Osman Çobanoğlu ve Milli Gazete Gazetesi Ekonomi Muhabirleri Ahmet Sesli ve Muhammet Vefa katıldı.

KATMA DEĞER SORUNU

Nusr-Et Restoran’da gerçekleştirilen iftarda konuşan Atakay, şirketin gelecek vizyonuna ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Türk ekonomisinin kalıcı istihdamı ancak sanayi yatırımları ile başarabileceğine dikkat çeken Atakay, “Ülkemizin ekonomisindeki son durumu tahlil ederken, üretim gücümüzü korumamızın ve katma değeri yüksek üretime ve ihracata önem vermemizin ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz.” dedi.

Türk ekonomisindeki yapısal sorunların başında katma değerin geldiğini vurgulayan Onur Atakay, 2018 yılında Türkiye’nin kilogram ihracat değerinin, ihracattaki rakamsal artışa rağmen 1,37 Dolar seviyesinden 1,32 Dolara gerilediğini hatırlattı. Ölçeği ne olursa olsun, şirketlerin yarattıkları katma değer ölçüsünde var olabildiklerini kaydeden Atakay, şöyle devam etti:
“Katma değer yarattığımız ölçüde şirketlerimiz ve kendimiz için sürdürülebilir kazancın kapısını aralıyoruz. Türkiye’nin ihracatında ürünlerimizin kilogram değeri ise ortalama 1,32 Dolar seviyesinde. Ankara’da yaşıyoruz hepimiz… Ankara’dan yapılan ihracatın kilogram değeri ülke ortalamasının da altında, 1,23 Dolar seviyesinde…

Buna karşılık ise 25 gramlık bir kalp pili 3700 Dolara ve bu kalp pilinin kilogram değeri 170.000 Dolar’a karşılık geliyor. Kıyaslama için birkaç örnek verirsek, 1 kg kalp pili üretimimiz, bir otobüsün değerine eşit. Bir TIR ilaç almamız için 27 TIR mermer satmamız, bir IPAD alabilmemiz için 1800 kg domates satmamız gerekiyor. Türk mühendisleri ve Türk yöneticileri olarak, görev tanımlarımız ya da pozisyonlarımıza bakmaksızın, çalıştığımız şirketlerde bu farkındalığın artmasına katkıda bulunmamız gerekiyor.”

AFRİKA’DAKİ YATIRIMLAR

Türkiye’de çimento sektörünün yatırım doygunluğuna ulaştığını ve yeni entegre tesis yapımı beklemediklerini sözlerine ekleyen Atakay, Afrika ülkeleri başta olmak üzere farklı coğrafyalardaki yatırımlara odaklandıkları bilgisini verdi. Afrika ülkelerinde yeterli hammadde olmadığı için, genellikle öğütme tesisleri kurulduğunu, Sintek’in de bugüne kadar Afrika ülkelerinde 8 öğütme tesisi inşa ettiğini ifade eden Onur Atakay, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu noktada önemli bir gururumuzu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu tesislerde kullanılan ekipmanların da yüzde 70’i yerli olarak üretiyoruz. Türk şirketlerinin Yurt dışındaki yatırımlarında kullanılan makine ve ekipmanların ülkemizdeki üreticiler tarafından üretilmesi, katma değer zincirinin her halkasında yer almamızı sağlıyor. Bu yerlileştirme sürecine çok büyük önem atfediyoruz. Sınırlarımızın ötesindeki iş yatırım fırsatlarını çok dikkatli değerlendirmeye devam edeceğiz. Afrika pazarı şüphesiz bizim öncelikli pazarımız. Sintek anahtar teslimi çimento fabrikası kurulumunda, sadece Türkiye’de değil dünyanın her ülkesinde iş yapabilecek imkân ve kabiliyetlere sahip. Avantajımız, Afrika’daki iş potansiyelini ilk fark eden ve odağını çeviren şirketlerden biri olmamızdan kaynaklanıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ve ilgili Bakanlarımız, her fırsatta Afrika ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yönünde çalışmalarda bulunuyorlar. Ben de DEİK bünyesindeki Türkiye-Fildişi Sahilleri İş Konseyi’ndeki Başkan Yardımcılığı görevim kapsamında, Afrika’da yatırım yapmak isteyen farklı sektörlerdeki işadamlarımıza da çok önemli katkılarda bulunuyorum.”

BETON YOLLAR, CARİ AÇIK SORUNUNA NEŞTER VURUR

Türkiye’nin çimento üretiminde Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü sırada yer aldığını, ihracatta ise Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü konumda bulunulduğunu söyleyen Onur Atakay, Türk ekonomisinin en önemli yapısal sorunu olan cari açığın içinde, petrol ürünleri ithâlatı hatırı sayılır bir yer tuttuğunu belirtti.

Türkiye’de 66 bin kilometrelik karayolu ve otoyol ağının %29’u asfalt kaplama, %65’i sathi asfalt kaplamadan oluşurken, sadece binde birine karşılık gelen 8.1 kilometresinin beton yollardan oluştuğunu anımsatan Atakay, beton yolların yaygınlaşması ile hem petrole olan bağımlılığın azalacağını hem de ortalama yüzde 60-65 seviyesinde kapasite kullanan çimento fabrikalarının daha fazla üretime odaklanacağını vurguladı.
Türkiye’de yük taşımacılığının %95’inin, yolcu taşımacılığının %92’sinin karayollarında yapıldığını kaydeden Atakay, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kapasitesinin çok üzerinde yük taşıyan araçlar, yolların zamanından önce yıpranmasına ve onarım masraflarının artmasına neden oluyor. Türkiye’nin tercih etmediği beton yolların ömürleri ise 50 yıla kadar uzayabiliyor. Betonun hammaddesi olan çimento, ülke coğrafyasının hemen tüm illerine yayılan çimento fabrikalarında üretiliyor. Hammaddesi yerli kaynaklardan elde edilen betonun lojistik maliyeti de asfalta göre çok daha ucuz. Türkiye’nin henüz tanımadığı beton yolları dünya yüz yılı aşkın süredir kullanıyor. Otoyolların %10’unun beton olduğu ABD’de ilk beton yol 1891 yılında inşa edildi. Almanya’da otoyolların yüzde 25’i, Avusturya’da %75’i, Belçika’da ise yaklaşık %50’si betondan yapılmış durumda. Kanada’da ise ağır taşıt trafiğinin yönlendirildiği otoyolların %90’ı beton. Daha fazla beton yol demek, Türkiye’nin yerli kaynağı olan çimentoyu kullanarak ülkeye daha fazla yatırım yapmak anlamına geliyor. Kaldı ki, Türkiye’deki çimento fabrikaları ortalama %60-65 kapasite ile çalışırken, yaklaşık yıllık 40 Milyon Ton kapasite fazlası bulunuyor.”

ODAĞIMIZDA NGS’LER VAR

Sintek Şirketler Grubu Kurucu Ortağı Onur Atakay, şirketin Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) eşgüdümünde oluşturulan ve kısa adı NÜKSAK olan Nükleer Sanayi Kümelenmesi’ne dahil olduğunu ve yerli nükleer sanayinin kurulmasına öncülük eden şirketler arasında yerini aldığını söyledi. Türkiye’de kurulacak nükleer güç santrallerine daha fazla Türk şirketinin tedarikçi olarak kazandırılması gerektiğini vurgulayan Atakay, “Sürdürülebilir kalkınma, yenilik ve verimlilik prensipleri doğrultunda çalışan, hem iç pazarda etkin hem de ihracat gücü olan yerli nükleer sanayinin kurulmasına öncülük etmek hepimizin ev ödevimiz olmalı diye düşünüyoruz.” dedi.

Benzer faaliyet yürüten firmaların ortak çalışmaları ile sinerji yaratmayı hedeflediklerini kaydeden Atakay, böylelikle Türk sanayisinin nükleer sektörde rekabet gücü kazanacağına ve yakın coğrafyalarda planlanan nükleer santral projelerinde de uluslararası avantaj yakalayacağına işaret etti.

Dünyada nükleer enerjinin, ülkelerin kalkınma hamlesinde en kritik faktörlerden biri olduğunu sözlerine ekleyen Atakay, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’nin ithalat kalemlerinde ve dış ticaret açığında çok önemli paya sahip olan enerjinin, Türkiye’de üretilen ekipmanlar ve Türkiye’de kurulu şirketler tarafından inşa edilecek NGS’ler, Türkiye’yi cari açıktan kurtarabilecek önemli bir adım olarak görülüyor. Benzer faaliyet yürüten firmaların ortak çalışmaları ile sinerji yaratacağız. Böylelikle Türk sanayisi nükleer sektörde rekabet gücü kazanacak ve yakın çevremizde planlanan nükleer santral projelerinde de uluslararası avantaj kazanacak. Dünya örneklerine bakıldığında, yalnızca kamu kurumları ya da yalnızca özel sektörün desteği ile nükleer alanda teknoloji transferi yürütülmesi mümkün görülmemektedir. Ancak devletin liderliğinde, özel sektörün aktif katılımı ile başarı sağlanması mümkün.”

En Üste Çık