Bu sayımızda sizlere Balkan Yarımadası’nın kuzeybatısında yer alan, kuzeyinde Macaristan, güneyinde Bosna-Hersek ve Karadağ, batısında Adriyatik Denizi, kuzeybatısında Slovenya, kuzeydoğusunda ise Sırbistan Cumhuriyeti bulunan Hırvatistan’ı tanıtacağız.
Avrupa’da Orta Avrupa, Balkanlar ve Akdeniz’in kesiş- me noktasında bulunan üniter demokratik bir parlamenter cumhuriyet olan Hırvatistan’ın başkenti aynı zamanda en büyük kenti olan Zagreb’dir. Başkentin dışında 20 idari bölgeye bölünmüştür. Hırvatistan kıtasal alanı ve binden fazla adasıyla 56.594 km²’lik bir yüzölçümüne sahiptir. Ülkenin nüfusunun büyük çoğunluğu Hırvat’tır ve en büyük din Katolikliktir.
Hırvatlar ilk olarak 7. yüzyılın başlarında bugün Hırvatistan olarak bilinen bölgeye gelmişler ve 9. yüzyıla doğru iki düklükten oluşan bir devlet kurmuşlardır.
Tomislav’ın 925 yılında ilk kral olmasıyla birlikte Hırvatistan bir krallığa dönüşmüştür. Hırvatistan Krallığı 2 yüzyıla yakın bir süre boyunca bölgede egemen olmayı sürdürmüş, Kral IV. Petar rešimir ve Dmitar Zvonimir dönemlerinde altın çağını yaşamıştır. 1102 yılında Macaristan Krallığı ile birlik olmuş, 1527’deki Osmanlı fethinden sonra Hırvatistan Parlementosu Habsburg Hanedanı’ndan I. Ferdinand’ı Hırvatistan tahtına çıkarmıştır.
1918 yılında I. Dünya Savaşı’ndan sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını ilan eden Sloven, Hırvat ve Sırp Devleti’nin içinde yer alarak Yugoslavya Krallığı’nın kurucuları arasında yer almıştır. Haziran 1991’de bağımsızlığını ilan eden 8 Ekim 1991’de bağımsız olan Hırvatistan, bağımsızlığın üzerine 4 yıl boyunca süren bir savaş geçirmiştir.
Hırvatistan Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, NATO, Dünya Ticaret Örgütü ve CEFTA üyesi olup Akdeniz Birliği’nin kurucu üyelerindendir. 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren ise Avrupa Birliği üyesi olmuştur.
Fiziki, Coğrafi ve Genel Özellikleri
Ülke toprakları; Dalmaçya, Birinci Dünya Harbi öncesin- de Avusturya toprağı olan Istria’nın büyük bölümünü ve eskiden Macaristan’a ait olan Slovenya topraklarını içine alır. Doğuda Tuna, Drova ve Sava ırmakları arasında kalan verimli ovalardan başlayıp, batıda Adriya Denizi boyunca Karadağ’a kadar bir hilal şeklinde uzanır. Dinar Alpleri güneybatı topraklarını engebelendirir.
Dalmaçya kıyıları açıklarında kıyıya paralel birçok ada vardır. Ülke topraklarının % 37’si ormanlarla kaplı olan, kıyı bölgesinde yaygın olarak maki bitki örtüsü görülen Hırvatistan’da Istria Yarımadası ile Dalmaçya kıyılarında Akdeniz iklimi hüküm sürer. Buralarda yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. İç kesimler ve dağlık bölgelerde iklim daha serttir.
Medjimurjo ve Slovenya’da petrol, Dalmaçya’da ise kömür ve boksit yatakları Hırvatistan’ın başlıca tabi kaynaklarıdır.
Hırvatistan ekonomisi tarım ve sanayiye dayalıdır. Ekonomisi İkinci Dünya Savaşı öncesine kadar tarım ve sığır besiciliğine dayanırken, savaş sonrası, sanayi hızla gelişmiştir. Ülkenin çeşitli yerlerinde çıkarılan petrol işletilmektedir. Başkent Zagreb önemli sanayi merkezidir. Varazdin ve Karlovak’ta dokuma, Petrinija ve Koprivnica’da besin, Sisak’ta demir-çelik, Kutina’da kimya sanayileri gelişmiştir. Geniş ovalardan meydana gelen Slovenya büyük tarım sanayi kombinalarını kapsayan zengin bir tarım bölgesidir. Gemi taşımacılığı ve turizm önemli gelir kaynaklarındandır.
Türkiye- Hırvatistan İlişkileri
Türkiye, bölgede barış ve istikrarın korunması bakımından oynayabileceği önemli rolün bilincinde olarak, Hırvatistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkeler arasın- da yer almış; bu ülke ile her alanda yakın ilişkiler kurmuştur. Türkiye’ye karşı Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman döneminde duyulan yakınlığın, 2000’li yılların ilk yarısında bu ülkenin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşme çabaları kapsamında azalmasına mukabil, Hırvatistan Cumhurbaşkanı Mesiç’in 2005 yılında Türkiye’yi ziyaretiyle başlayarak, ülkemize yönelik ilginin tekrar artmaya başladığı görülmüştür.
Hırvatistan’ın NATO’ya katılımını güçlü biçimde desteklemiş olan Türkiye, Hırvatistan’ı AB içinde müstakbel ortağı olarak görmektedir. 2009 yılı başında Dışişleri Bakanlıkları arasında imzalanan Strateji Belgesi’yle daha da ivme kazanan karşılıklı üst düzey ziyaretlerin ikili ilişkilerin gelişmesine katkı sağladığı görülmektedir. 2010 Ocak ayında ihdas edilen Türkiye-Hırvatistan-Bosna Hersek Üçlü İstişare Mekanizması ve Haziran 2009-Haziran 2010 döneminde bir yıl süreyle Dönem Başkanlığını üstlendiğimiz “Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ)” çerçevesinde bölgesel konularda da iki ülke arasında yakın işbirliği bulunmaktadır.
Son yıllarda ikili siyasi ilişkilerde yakalanan hareketliliğe karşın, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin sahip olunan potansiyeli yansıtmaktan uzak olduğu görülmektedir. Turizm, bankacılık, enerji, inşaat ve tekstil sektörlerinde firmalarımızın Hırvatistan’a yönelik ilgilerinin arttığı görülmektedir. Büyümenin ve istihdamın sağlanması için yabancı yatırımlara ihtiyaç duyan yeni Hırvat Hükümeti de her fırsatta Türk yatırımcıları ülkeye davet etmektedir.
2008 yılında yaşanan küresel ekonomik kriz sonrası gerileyen ikili ticaret hacmimiz sonraki yıllarda krizin devam eden etkilerine rağmen toparlanarak 2011 yılında 553 milyon ABD Dolarına çıkmıştır. 2012 yılında 411 milyon ABD Doları olarak gerçekleşen iki ülke arasındaki ticaret hacmi, 2013 yılında 395 milyon ABD Dolarına gerilemiştir. Öte yandan, iki ülkenin 16 ve 17. Yüzyıllara dayanan ortak tarihi ve kültürel mirasının gün ışığına çıkarılması ve korunmasına yönelik çalışmalar da devam etmektedir.
Türkiye’nin Hırvatistan’a yaptığı ihracat ürünleri:
1-Demir-Çelik
2-Makine ve cihazlar
3-Kara Taşıtları
4-Tekstil Ürünleri
Türkiye’nin Hırvatistan’dan ithal ettiği ürünler:
1-Gübre
2-Metal Cevherleri
3-Hurda Metal
4-Teknik Cihazlar
5-Plastik
2015 yılının ilk 6 ayında ihracatımız 131 Milyon Dolar, ithalatımız 75 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. Hırvatistan’da faaliyet gösteren yaklaşık 60 Türk şirketinin bu ülkeye yaptığı toplam yatırım miktarı yaklaşık 430 Milyon Dolar’dır. 2014 yılında ülkemizi 45 bin Hırvat turist ziyaret etmiştir.
Hırvatistan’a Seyahat Edeceklerin Dikkat Etmesi Gerekenler
1- Umuma mahsus pasaporta sahip Türk vatandaşları, 1 Nisan 2013 tarihi itibariyle turistik amaçlı seyahatlerinde vizeye tabidirler. Geçerli, çok girişli Schengen vizesi bulunan veya Schengene tabi ülkelerde geçerli oturumu bulunan vatandaşlarımız ile resmi pasaport hamili vatandaşlarımız vizeye tabi değildir. Vize süresinin, sağlık, evlenme ve diğer haklı görülebilecek sebepler dışında, uzatılması mümkün değildir. Çalışma ve öğrenim meşruhatlı vizeler ise, Hırvatistan’ın Türkiye’deki Başkonsolosluğu veya Konsoloslukluk Şubesi’nden istizana tabi olarak verilmektedir.
2- Geçerli, çok girişli Schengen vizesi veya Schengene tabi ülkelerde geçerli oturumu bulunmayan vatandaşlarımızın seyahatleri öncesinde bulundukları yerdeki Hırvatistan Başkonsolosluğu veya Konsolosluk Şubesi’nden vize başvurusunda bulunmaları gerekmektedir.
3- Hırvatistan’a geliş tarihinde pasaport geçerlilik sürelerinin 90 günden fazla olması gerekmekte, Hırvatistan sınır polisi, gelen kişilerden davetiye, geliş-dönüş bileti, ödenmiş otel rezervasyonu ve kalınacak her gün için 100 Euro’nun ibraz edilmesini talep edebilmekte, ülkeye geliş amaçlarını sorgulayabilmekte ve kendilerinden tatmin edici bilgi ve belge alamadığı kişilerin Hırvatistan’a girişlerine izin vermeyebilmektedir. Hırvatistan’a uçakla gelen vatandaşlarımız, bu durumda geldikleri uçakla geri gönderilebilmektedirler.
4- Turist olarak gelen vatandaşlarımızın, otel rezervasyonlarını önceden yaptırmaları ve buna ilişkin teyid yazılarını, gerektiğinde sınırdan girişte göstermek üzere yanında bulundurmalıdırlar. Ziyaret veya iş görüşmesi amacıyla gelen vatandaşlarımızın da, bir davet yazısını yanlarında bulundurmaları, mağdur olmalarını önleyebilecektir.
5- Hırvatistan’a gelen ve otel, motel, pansiyon vs. haricinde konaklayan her yabancı, kalacağı adresi Hırvatistan’a gelişin- den itibaren 24 saat içinde en yakın polis merkezine bildirmekle yükümlüdür. Aynı şekilde, adres değişiklikleri de 24 saat içinde en yakın polis merkezine bildirilmelidir.
6- Yabancılar, Hırvatistan’da bulundukları süre içerisinde pasaportlarını talep eden polis görevlilerine ibraz etmekle yükümlüdürler.