Kapasite arttırım çalışmalarının yapıldığı Limak Trakya Çimento Fabrikası Genel Müdürü Volkan Duran ve Müdür Yardımcısı Aytekin Sürül ile fabrika hakkında oldukça detaylı bir röportaj gerçekleştirdik. Pınarhisar tesisinin çimento sanayisi içerisinde, gelecekteki konumunu tam manası ile görebilmek adına okunması gereken bir röportaj…
Bizlere Pınarhisar tesisi ile ilgili genel bilgiler verebilir misiniz?
Pınarhisar fabrikası, Limak Grubu tarafından 2011 yılında Set Grubu’ndan satın alınmıştır. Fabrikanın teknolojik olarak eski olması, yüksek maliyetle üretim yapması gibi nedenlerden dolayı, 2011 yılından bu yana yatırımlara hızlı bir şekilde devam edilmektedir. Yatırımlar öncesinde fabrikamızın 1.800-1.900 ton/gün klinker üretim kapasitesi vardı.
Mevcut döner fırında modifikasyon yapılarak, klinker üretim kapasitesi 1800 ton/gün’den 2500 ton/gün’e çıkarılmıştır. Ayrıca 3.500 ton/gün klinker kapasiteli yeni bir hat yapılarak devreye alınmıştır. Limak ile birlikte, kurulu klinker üretim kapasitesi 6.000 ton/ gün hedeflenmiş olmasına rağmen bugün, ortalama 6.500 ton/gün üretim yapabiliyoruz. Bunun yanında 10.000 ton kapasiteli yeni bir çimento silosu yapıldı.
Doğal olarak klinker üretim kapasitesinin artması, çimentoya da yansıyor. Ayrıca 180 t/h kapasiteli dik çimento değirmeni kuruldu. Mevcut açık sistem FLS değirmeninde, Sintek firmasının yaptığı modifikasyon ile kapalı sisteme dönüştürülüp, kalite ve üretim kapasitesi artırılmıştır. Yapılan çalışma kapasite artışının ilk aşamasıydı ve sistem yaklaşık bir ay önce devreye alındı. İkinci aşamada ise yine Sintek’in desteği ile başlanılan V-Seperatör Roller Press yatırımımız da hala devam etmektedir. Bunu da yılsonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Bütün bu yatırımlardan sonra çimento öğütme kapasitemiz yaklaşık olarak yıllık 2 milyon ton olacak.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarınız nelerdir?
Limak Grup şirketlerinin tümünde olduğu gibi, şirke- timizde OHSAS 18001:2007 belgesine sahiptir. Şirketimizin vizyonuna uygun şekilde tüm kadrolu, alt işveren ve taşeron personelimizin emniyetli ve güvenli çalışabileceği ortamlar hazırlıyoruz, sürekli kontrol ve iyileştirmeler yaparak, iş güvenliği bilincini güncel ve zinde tutuyoruz.
Fabrikamızda iki personelimiz sadece bu kapsamda görev ifa etmekte olup, bununla birlikte ayrıca İSG saha sorumlularımızda bu alanda destek vermektedir. Sadece fabrikamızda değil Limak Grubu’nun tüm çimento fabrikalarında yıl boyu devam eden İSG eğitimlerini yasal gereklilikle birlikte gönüllü olarak gerçekleştiriyoruz. İSG anlamında yapılan işlere maliyet gözüyle bakmıyoruz.
Çalışanlarınıza eğitimleriniz var mı?
Eğitim tiplerini yurt içi, yurt dışı ve hizmet içi eğitim olarak ayırıyoruz. Kendi personelimize verdirdiğimiz hizmet içi eğitimler yıl boyunca aralıksız olarak sürdürülmektedir. Kapsam içi, kapsam dışı ya da alt işveren ayırımı yapmaksızın iş sağlığı ve güvenliği alanında sürekli eğitim veriyoruz. Bu konuda ÇEİS’in organizasyonunda gerçekleştirilen teatral faaliyetlerin de son derece önemli bir etkiye sahip olduğunun altını çizmek gerekir.
İSG kurul toplantılarımız aylık olarak yapılıyor. Şu an yatırım sürecinde olduğumuz için alt işveren sayımız yoğun. Bunun için saha denetimlerimizi daha da artırdık. Özellikle son dönemlerde sektörde yaşanan iş kazaları camia olarak bizleri de derinden üzdü. Bu nedenle maksimum hassasiyeti göstermeye çalışıyoruz.
Alternatif enerji kaynakları hususunda ne gibi çalışmalarınız var?
Şu an için alternatif enerji kullanmıyoruz ancak, atık yakma lisansımız var. Yatırımlarımız bitmek üzere olduğu için hem çevreye faydalı olmak, hem de yakıt maliyetlerini azaltmak adına yeni arayışlara başladık. Bertarafı risk taşıyan alternatif yakıtlara sıcak bakmıyoruz. Belli firmalarla görüşmeler yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde alternatif yakıt yakmayı planlıyoruz. Marmara bölgesinde olmamız nedeniyle, bölgede farklı alternatifler var ve bunları değerlendireceğiz. Nihayetinde uygun ve optimum olanına karar verip uygulamaya geçireceğiz.
Limak olarak hızlı karar alıp, proje üreten ve yatırıma dönüştürerek, devreye alan bir grubuz.
Türkiye’deki çimento ve çevre ilişkisi hususunda neler söylenebilir?
Eski çimento fabrikalarında teknolojik yetersizliklerden dolayı çeşitli sorunlar gündeme geliyordu. Ama bunlar aşıldı artık. Sektörde bu yönde ciddi bir farkındalık ve bilinç seviyesi yakalandı. Çevresel faaliyet ve gerekliliklere ilişkin düzenlemeler konusunda sektör oyuncularının çoğu artık gönüllü olarak destek vermektedir.
Maalesef bu konuda çimento sektörünün eski dönemlerden kalma kötü bir imajı ve yanlış kanı var. Oysa gelinen nokta hem sektör hem de ülkemiz açısından sevindirici. Eskiden verimsiz elektro filtreler vardı. Toz tutma sistemleri çok efektif kullanılamıyordu. Dolayısıyla kamuoyuna da bu kötü haliyle yansıdı. Yeni teknoloji ile birlikte çevre zararları minimize edildi.
Günümüzdeki teknoloji çok farklı, artık torbalı filtre sistemleri ile toz emisyonunu eskiye oranla 10-15 kat daha aza indirebiliyoruz. Elektro filtrede en ufak bir dalgalanmada direkt enerji kesiliyor ve devre dışı kalıyordu, beraberinde proses gereği toz emisyonları yükseliyordu. Mecburdunuz, elinizdeki teknolojinin verdiği imkanlar böyle idi.
Ancak Limak Şirketler grubu olarak yapılan teknolojik yatırımlarla, hem birim enerji maliyetlerinin düşük olması ile hem de çevreye çok daha az zarar veren sistemler seçildiği için çevre dostu olduğumuzu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Zaten yeni çevre mevzuatları gereği de Türkiye’deki bütün çimento fabrikaları bu şekilde olmak zorunda. Döner fırın bacalarında on-line ölçüm-izleme sistemleri kuruldu.
Çevre Bakanlığı 7 gün 24 saat bacalarımızı takip ediyor. Bu nedenle çimento sektörünün artık çevreye duyarlı ve çevre dostu olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Her tarafı ağaçlandırdığınızı görüyoruz…
Devlet geleneğinden, Çitosan’dan gelen bir kültür bu aslında. Özellikle askeriye, eski çimento fabrikaları ve benzeri eski devlet teşekküllerinin getirdiği bir alışkanlıktır. Fabrikamızın temeli 1955’te atılmış
1958-59 yıllarında da devreye girmiştir. Eski ağaçlar o zamandan kalma fakat yenilerini de dikiyoruz. Bütün çimento fabrikalarına bakın hepsinde ağaçlandırma kültürü vardır. Limak Çimento Grubu olarak da tüm işyerlerimizde çevreye, yeşil alanlara ve ağaçlandırma faaliyetlerine özel bir önem veriyor ve gayretle bunu sürdürülebilir kılmaya çalışıyoruz. Limak’la birlikte bütün grup fabrikalarımızda yüzbinlerin üzerinde ağaç dikildiğini gururla söyleyebilirim.
Yatırım süreciniz yaklaşık olarak ne zaman bitecek?
Bir yıla kadar planlanan projelerin hepsi bitecek. Projelerimizin hayata geçirilmesine bakarsak şuan %80 oranında yatırımlarımız tamamlandı diyebiliriz.
Türkiye’nin ve Dünya’nın iktisadi durumunu da dikkate alarak genel olarak çimento sektörünü nasıl değerlendirebiliriz?
Piyasalar açık ve inşaat sektörü canlı hala. Seçim öncesi ve seçim sonrasına baktığınız zaman bir fark yok.
Ancak ilerleyen dönem için belirsizlik ortamı tabi ki bizleri de tedirgin ediyor ve haliyle çekimserim.
Ülkenin yeni siyasi konjonktürü ve yurtdışına baktığınız zaman Yunanistan ve Avrupa’nın durumu da belli. Yani olumsuzluk olabilir ilerleyen dönemlerde, bugün için konuşmuyorum. Kapasite artışımızı etkin kullanabilmek için zamanla ihracata yöneleceğiz ister istemez. Deniz aşırı ihracatla ilgili çalışmalarımız da devam etmektedir.
Kapasite artırımından sonra akla ilk gelen şey ihracatın nerelere olacağıdır? Biraz bahsedebilir misiniz?
Şu an için Bulgaristan ve Makedonya’ya ihracat yapıyoruz. Bu ülkelere ihracat kapasitemizi arttırmayı hedefliyoruz. Ayrıca deniz aşırı diğer ülkeleri de planlamaktayız. Bunlar için gerekli çalışmalar tarafımızca yapılmaktadır.
Üretiminizin yüzde kaçını ihraç ediyorsunuz?
Şimdilik %5-6 mertebesindeyiz. İhracata yönelik yapılan çalışmalar ile ileride daha da arttıracağız.
Peki sektörde fiyatı belirleyen faktörler nelerdir?
Hitap ettiğimiz pazarın batıda olması itibariyle ve bölgede de çok fazla oyuncu olması sebebiyle oldukça sıkı bir rekabet içerisindeyiz. Bu sebeple ihracata yönlenilmesi gerekiyor.
Peki ekipmanlarınız hakkında konuşalım biraz da? Yenileme işleminde neler yapıldı? Biz yeni fırınımızı KHD teknolojisi ile kurduk, eski fırınımızın modifikasyonunu da yine KHD yaptı. Yeni fırın soğutması KHD Pyrofloor olarak tercih edildi. Eski fırının soğutması FLS Crossbar modelidir. Torbalı Filtre ve soğutma kulelerinde F.L.Smidt ile Kömür, Farin ve Çimento dik değirmenlerinde Gebr. Pfeiffer ile çalıştık. Ekipmanların bir kısmı yurtdışından gelen malzemelerden oluşuyor, ancak yerli imalatlarda da kaliteli firmalar ile çalıştık.
Şirketimiz tüm yatırımlarda kalitesini kanıtlamış firmaları tercih etti. Özellikle buna dikkat ediyoruz. Tabi bunun haricinde proje yönetimi ve montajının Sintek tarafından yapılacağı dik farin değirmeni yatırımında değirmeni Sinoma’dan temin ediyoruz. Az evvel bahsettiğim yine proje yönetimi, tasarım ve montajının Sintek tarafından yapılacağı çimento değir- meni roller press yatırımında da roller press temini Sinoma’dan yapılmıştır.
Çimento’da kalite nasıl ölçülüyor?
Şöyle söyleyeyim, çimento piyasasında en önemli kriter kalitedir. Satış oranları, karlılık ve müşterinin güvenini kazanmanın başka yolu yoktur. Bunun içindir ki, bütün fabrikalar kalite odaklı çalışıyor. Bizim ürettiğimiz çimento tipleri CEM II-B 32,5 R torbalı, CEM I 42,5 R dökme ve torbalı, CEM I 52,5 N dökmedir. Çimentonun, içindeki katkı miktarına göre sınıfı belirleniyor. 42,5 denen şey mukavemeti temsil ediyor, bu 28. günün mukavemettir. 32,5’da aynı şekilde 28. günlük bir mukavemeti temsil eder.
CEM II-B dediğiniz zaman çimentonun içerisindeki katkı miktarının yüksek olduğunu ifade eder. Hemen hemen bütün çimento tipleri TS EN 197-1 standardına göre üretilir.
TÇMB’nin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Sektöre katkıları nelerdir sizce?
TÇMB çok eski bir kuruluş. Özellikle eğitim anlamındaki katkılarını çok beğeniyorum. Çok iyi bir oryantasyon eğitimi yapıyorlar yeni mühendisler için. Ben de 2001 senesinde almıştım. Çok faydasını gördüğümü söyleyebilirim. Eğitim, kalite, ar-ge, çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında sürekli katma değer sağlayarak, bu alanlarda uluslararası arenadaki etkinliklerde ülkemizi ve sektörümüzü temsil ediyor, sürekli kontak halindeyiz.
Eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Öncelikle mensubu olmaktan ve birlikte çalışmak- tan mutluluk duyduğum ciddi bir sektör birikimine sahip seçkin bir yönetim kadromuz var. Bu organizasyon yapısı içerindeki fabrikamda ise eğitim, tecrübe, yetkinlik ve dinamik yapısıyla adeta saat gibi çalışan genç ve dinamik bir ekibimiz var. Limak olarak hızlı karar alıp, proje üreten ve yatırıma dönüştürerek, devreye alan bir grubuz.
Bu anlamda gücümüzü yetişmiş insan kaynağından alıyoruz. Sektörde Türkiye’de bir numara olmaya adayız ve bu yönde sürekli faaliyet içerisindeyiz. Bütün fabrikalarımızda bu genç ve dinamik yapı neredeyse benzer. Sürekli yatırım yapıyoruz, daha çalışılabilir, güvenli iş ortamları oluşturuyoruz. Milli gelir ve istihdama her geçen gün daha fazla katkı sağlıyoruz, birlikte öğreniyor ve öğretiyoruz.
Sektörde kalifiye eleman aslında çok önemli.
Yurtiçinde çok fazla fabrika oldu. Endüstriyel tesislerin yoğun olduğu bir bölgede faaliyet gösterdiğimiz için ve bununla birlikte çimento, bir ağır sanayi kolu olduğundan mavi yakalı personelin sektörü tercih edilirliği nispeten düşük. Öte yandan sektör tecrübeli, yetişmiş işgücü bulmak daha da zor. Gelecek dönemlerde bu sıkıntının artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla sektörde bir eleman krizi var.
Biz ne yapıyoruz genç mühendis arkadaşları alıyoruz, değer veriyoruz, eğitimlere gönderiyoruz ve yetiştiriyoruz. Limak olarak eleman yetiştirmek konusunda özel bir ihtimam gösteriyoruz, özellikle CEO’muzun bu konudaki beklenti ve tavsiyelerini sürekli göz önünde bulunduruyoruz. Bize ayırdığınız zaman için teşekkür ederiz…
