Röportaj

Nuh Çimento Genel Müdürü Sinan Urhan: “Atık yakıt kullanarak, atık hammadde kullanarak, baca gazlarından elektrik üreterek hem çevreye atılacak atık azaltılabilir hem de bu atıklar tekrar endüstriye girdi olarak kullanılabilir. ” | SintekPlus Sayı 8

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ben Ankaralıyım; Lodumu köyünde doğdum. Şimdi ki adı Beytepe. TED Ankara Koleji’nde ve Hacettepe Üniversitesi’nde okudum. Maden Mühendisiyim. Hacettepe Üniversitesi’nden sonra Fransa’da Mühendislik Jeolojisi üzerine Master ve Çimento üzerine Doktora yaptım. Bir Maden mühendisinin işini iyi yapması için jeoloji bilmesinin gerekli olduğun düşünüyorum. Bir Maden Jeoloğunun da aynı şekilde işini iyi yapabilmesi için, maden mühendisliğini az çok bilmeli. Okuldan sonra bir süre proje idaresi ve daha sonra 8 yıl mermer sektöründe Ticaret Direktörü olarak çalıştım.

Çimento sektörüne 1995 yılında Lafarge’da çalışmaya başlayarak girdim. Değişik görevlerde 20 yıl kadar bu firmada çalıştım. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika’da kısa süreli görevlerde bulundum. Fransa, Mısır ve Çin’de uzun süreli görevler yaptım. 2003-2007 tarihleri arası Aslan Çimento Genel Müdürlüğü yaptım. Tüm ekip ile bu fabrikayı Lafarge’ın Avrupa’daki performansı en yüksek fabrikası yaptık. 2010 yılına dek Çin Halk Cumhuriyeti’nde Chongqing bölgesinde 5 çimento fabrikasının Teknik Müdürlüğünü yaptım. Bu fabrikalardan ikisi Lafarge’da performans olarak referans fabrikalar oldu.

Çin’den Mısır’a geldim. Mısır’da Ortadoğu İlerleme ve Geliştirme direktörüydüm. Fabrikaların teknik performanslarını artırıp maliyetlerini düşürmek, insan kaynaklarını ve yatırımlarını organize etmek görevlerim içindeydi. Çalıştığım bölge zor bir bölge idi; Suriye, Irak, Pakistan, Sudi Arabistan, Ürdün ve BAE’de 9 fabrika sorumluluk alanımda idi.

Ortadoğu’nun en hareketli zamanında yani 2010-2014 tarihleri arasında o bölgedeydim. Mısırda bir çimento fabrikasının nasıl çalışması gerektiği prensipleri üzerinde çalıştım. Bu prensipler ile çalışma yöntemini Afrika ve Orta Doğu’daki 20 civarında fabrikada, bu fabrikalarda uygulanan yöntemler ile olması gerekeni karşılaştırıp, fabrikaların performanslarının arttırılması yönünde gayret sarf ettim. 2014 başında tekrar Çin’e döndüm.

Sichuan ve Guizhou bölgelerinde Endüstri Direktörü olarak 12 milyon ton kapasiteli 5 fabrikanın yöneticiliğini yaptım. Fabrikalardan bir tanesi 3 Hatlı 7 çimento değirmenli 6 milyon ton kapasiteli ve Nuh Çimento fabrikasının benzeri idi. 2015 sonuna doğru Türkiye’ye döndüm ve Nuh Çimento’ya başladım.

Nuh Çimento için koyduğunuz hedefler nelerdir?
Sürekli gelişmenin arkadaşlar içinde bir yaşam biçimi olmasına gayret ediyorum. Amacım önümüzdeki iki yıl içinde Nuh Çimento Fabrikasını örnek ve referans olacak bir duruma getirmek. Bu fabrikanın yeri sebebi ile müthiş bir avantajı var. Dünya’da bu konumda ikinci bir fabrika yok ve artık olması da mümkün değil. Hammaddesi arka bahçede, sağ tarafında 20 milyon kapasiteli, sol tarafında 6 milyon kapasiteli bir pazar var. Önünde limanı ve yolu var. Dolayısı ile en doğru genel strateji fabrikanın ömrünü mümkün olduğunca uzatmaktır. Bu nedenle buraya kapasite artırım yatırımlarından çok, kaliteyi yükseltip maliyeti düşürücü yatırımlar yapmak gerekmektedir.

Çimento sektörünün diğer sektörlere göre özel bir durumu vardır. Gerçekte yapı sektörü muhafazakardır ama çimento üretim sektörü genel yapı sektörü- nün en muhafazakar kısmıdır. Bir şeyi değiştirmek istiyorsanız gerçekten zorlanırsınız. Böyle olduğu için de çimento teknolojisi çok gelişmemiştir. Mesela bizim ilk fırın 1969 yılında kurulmuştur. Hala modern fırındır. Böyle bir olguyu başka sektörde göremezsiniz.

1969 yılında 2016 yılının elektronik endüstrisini hayal bile edemezdiniz. 69 yılında yapılan otomobil ile bugün yapılan otomobil arasında dağlar kadar fark vardır. Ama 69 yılında yapılan çimento fabrikası ile bugünkü çimento fabrikası hemen he- men aynıdır. Böyle olunca ve teknoloji de çok fazla gelişmeyince bir çimento fabrikasının performansını düzgün seviyede çalıştırmak için dünyanın en zeki insanlarına da ihtiyacınız yoktur. Yani normal zekâlı insanlarla da bir çimento fabrikası çok iyi performans ile çalışabilir.

Ancak çalışanların yalnız kafa ve kolları ile çalışmaları yetmiyor ve yaptıkları işi disiplin ile ve yüreklerini de katarak yapmaları gerekir ki o zaman bir çimento fabrikasının çok yüksek performanslarla çalışması hiç zor olmayacaktır. Bu nedenle çalışanların motivasyonlarının devamlı yük- sek olmasını sağlamak zorundayız. Bunu sağlamak da biz yöneticilere düşüyor.

Nuh Çimento’nun ekipmanlarından bahseder misiniz?
Döner Fırınlar: Fabrikada toplam 4.400.000 ton/yıl kapasiteli 3 adet döner fırın bulunmaktadır. 2 adet fırın 4,2 metre çapında ve 59 metre boyunda olup, toplam kapasitesi 2.034.000 ton/yıldır. 1 adet fırın 5,5 metre çapında 66 metre uzunluğunda olup, 2.366.000 ton/yıl kapasitelidir.
Çimento Değirmenleri: Yıllık 5.700.000 ton öğütme kapasiteli toplam 4 adet çimento değirmeni vardır. 1 ve 2 no’lu Değirmenler 140 ton/s CEM I veya 150 ton/s CEM IV 3 no’lu Değirmen 180 ton/s CEM II. 4 no’lu Çimento Değirmeni 320 ton/s CEM I veya 330 ton/s CEM IV) kapasitedir.
Paketleme Tesisleri: 2 adedi 5.000 tonluk, 4 adedi 2.500 tonluk, 1 adedi 10.000 tonluk ve 1 adedi 28.000 tonluk (4 gözlü) olmak üzere 8 adet silo ve bunların altına yerleştirilmiş torbalama ve dökme çimento dolum tesislerinden oluşmaktadır.
İskele Tesisleri: Toplam 595 m uzunluğunda 57.000 m2’ lik iskele tesisleri mevcuttur. Arıtma Çamuru Kurutma Tesisi: 250 ton/gün kapasiteli olan tesiste, evsel ve endüstriyel atık su arıtma tesislerinden çıkan arıtma çamurlarının depo- lama alanlarına gönderilmek yerine kurutularak alternatif yakıt olarak kullanılması sağlanmıştır. 2.500 3.500 kcal/kg değerinde alternatif yakıt bu sayede üretilmektedir. Proseste kullanılan toplam yakıtın %2’si bu tesisten elde edilmektedir. Böylelikle yıllık 24.935 ton C02 azaltımına giderek tıpkı kaynak kullanımında baca gazı geri dönüşümü yaparak ve depolamadan kaynaklanan metan gazı çıkışının engellenmesinde olduğu gibi sera gazlarının kontrolü konusunda da önemli adımlar atılmıştır.
ATY (RDF) Besleme Tesisi: Atıkların belirli merkezlerde toplanarak kırma ve tasnif işleminden geçirildikten sonra 50 mm ve altına kadar düşürülerek elde edilen ATY’nin (Atıktan Türetilmiş Yakıt) beslendiği bir tesistir. Tesise kabul edilen hazırlanmış ATY’lerin kalorifik değerleri 4.000-5.000 KKal/Kg aralığındadır. 5 ton/s atık besleme kapasitesine sahip olan ATY Besleme Tesisinin tam kapasite çalışması durumunda fırın ihtiyacının yaklaşık %3’ü kadarlık bir enerji elde edilmektedir.
Atık Isıdan Elektrik Üretimi Tesisi (WHR): 18 MW kapasitededir. Tesis elektrik tüketiminin yaklaşık %20’si atık ısıdan geri kazanım ile sağlanmaya başlanmıştır. Yılda 100 Milyon KWh elektrik enerjisi üreterek şirket ve ülke menfaatlerine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca tasarruf edilen elektrik enerjisi sayesinde 56.104 ton eşdeğerinde C02 salınımı azalımı ile çevreci bir yatırım olarak da öne çıkmaktadır. 2014 yılında tesis, ICCI Enerji Ödülü’nü almıştır.

Çimento ve çevre ilişkisi hakkında neler söylersiniz?
Çevreyle barışık olmamız lazım. 1900’lerin başında üretim; ne üretirsen üret de, üret mantığındaydı. Kalite kontrolü, malı satın aldıktan sonra, alıcı tarafından yapılırdı. Aldığınız mal evde kırılınca kötü mal deyip geçerdiniz. 1950’lerde işin içine kalite kontrolü girdi. Bir mal satılmadan kalite kontrolü yapılmaya başladı. 70’lerde çevre işin içine girdi. Artık toz atmak da yok, insanlar hoşnutsuzluklarını dile getirmeye başladılar.

Ondan önce fabrika bacası görünmesi şehirleri hoşnut ederken artık bacanın tütmesi zararlı algılanmaya başladı. 2000’lerde İş güvenliği geldi. Önceden üret de ne üretirsen üret iken artık hem üret hem kaliteyi kontrol et hem çevre kurallarına uy, hem iş kazası yapma derken üretim işi gittik- çe daha karmaşıklaştı. Bir kişinin her şeyi bilmesi ve yapması devri bitti. Artık başarıya ulaşmak için ekip çalışması gerekli olmaya başladı.

Bugün bir büyük endüstri başarısının tek kişi tarafından yaratılması mümkün değil. Burada da birbirini anlayan ve birbirine destek olan ve kollayan ekibi yavaş yavaş kuruyoruz. Herkesin çalışmaktan hoşnut olacağı bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Üretilen çimento kalitesinin arttırılması için büyük gayret sarf ediyoruz. Yeni bir iş güvenliği bölümü kuruyoruz. Bir işverenin birinci görevi kendisi için çalışan insanları her akşam sağ salim evine yollamaktır.

Bu maaştan daha önemlidir. Çalışanlarında bu duyarlılığa ulaşması sağlayacağız. Onlara da öğreteceğiz. Bu bir kültürel değişim olacak. Biraz daha geniş ve uzun zamanlı bakarsak, çimento sektörü tüm dünyada çok uzun yıllar bulunduğu ortamda kirlilik yaratmıştır. Biz bugün etrafı temizle- meye talibiz. Çimento fabrikaları üstün performanslı Atık Yok Etme Tesisidir (incinerator).

Atık yakıt kullanarak, atık hammadde kullanarak, baca gazlarından elektrik üreterek hem çevreye atılacak atık azaltılabilir hem de bu atıklar tekrar endüstriye girdi olarak kullanılabilir. Bunu tek başına yapmamız mümkün değil. Atık Yakıt ya da Atık hammadde kullanımına göre Atık Isıdan Enerji üretimi daha avantajlıdır. Zira Atık ısı bizim kontrolümüzdedir ve diğer atıklar gibi başka kaynaklardan tedarik etme zorunluluğu yoktur. Nuh Çimento’nun da, kendi atık baca gazlarını kullanarak çalıştırdığı, 18 MW kapasiteli Enerji Üretim tesisi vardır.

Bu kapasite küçük bir hidrolik santrale denktir. Bunun dışında atık yakıtları, atık hammaddeleri kullanma konusunda büyük çabamız var. Geçen sene 1 milyon tondan fazla atık ham madde, 45 bin tondan fazla çamur ve çöpü yakıt olarak kullandık. Bu malzemeler çöp olacağına bizim fırınlarımızda tüketildi. Atık yakma kapasitemizi daha da artırma çabamız var. İşin bu kısmı tek basına yapabileceğimiz bir şey değil. Mutlaka Devlet ile, Belediyeler ile, OSB ile iş birliği içinde olmamız lazım.

Nuh Çimento için Ar-Ge ve İnovasyon’un önemi nedir?
Kendi yaptığımız çimentonun betondaki davranışını da görelim diye 2016’da bir beton laboratuvarı kurduk. Şimdi bizde satılan çimentonun hemen hemen yüzde 90’ı CEM I tip çimento ancak yakın gelecekte çimento tiplerinin piyasanın gelişmesine göre çeşitleneceğini düşünüyorum. Gaz beton yapanlar bir çeşit çimento isteyecek, beton blok yapanlar başka bir çeşit çimento isteyecek vs.

Dolaysıyla bizim de herkesin istediği tür çimentoyu burada üretmemiz gerek. Yani şu anda biz burada 3 çeşit çimento satarken, bakacağız ki birden 10-15 çeşit çimento satıyor olacağız. Bu gelişime şimdiden hazırlanmaya çalışıyoruz.

Rekabetin her gün arttığı ortamda maliyetlerimizi de kontrol etmek için çalışmamız önem kazanıyor. Bunun için atık hammadde, atık yakıt kullanımını arttırmamızın yanında kendi işletmemizi de optimize etmemiz gerekiyor. Ocaklarda bir takım çalışmalarımız var.

Nakliyeyi kolaylaştıracak şaft tünel projelerimiz var. Yani kamyonlarla aşağıya indirmektense, bir kuyu yapalım, malzemeleri kuyudan atalım, aşağıdan da bantlarla fabrikaya getirelim diye planlıyoruz. Bu proje, kamyon ile taşımanın azalması sonucu, hem çevre için yaralı olacak hem de üretim maliyeti için yararlı olacak.

Türkiye’nin içinde bulunduğu şu anki durum Nuh Çimento’nun 2016 için koyduğu hedefleri etkiledi mi? 2017 için öngörüleriniz nelerdir?
Biz 2016 yılı için şimdiye kadar bütçeden çok sapmadık. Ülkemizde yaşanan olumsuz koşullara rağmen 2016 yılını, zor da olsa, yaptığımız bütçe dolaylarında bitirebileceğimizi sanıyorum. 2017 yılında pazar biraz daha daralabilir. Bugün 20’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz ve 2017’de ihracata daha fazla ağırlık vermemiz gerekecek. Çalışmalara şimdiden başladık. 2017 yılı 2016’dan daha zor geçecek olsa da kriz seviyesinde olacağını şimdilik sanmıyorum.

Son zamanlarda Beton Yollar konusu yoğun bir şekilde tekrardan gündemde… Bu konu ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Beton yollar konusu bizim gibi çimento üretimi yüksek olan ülkeler için üzerinde durulması gerekli bir konu. Yani bu konuda devletin öncülüğüne ihtiyaç vardır. Beton yollar, ilk yatırım maliyeti yüksek olmasına rağmen, yapılan yolun ömür boyunca maliyeti asfalt yollara göre daha düşüktür, çünkü bakım maliyeti çok düşüktür. Ancak, her beton dökülmüş yol beton yol değildir. Bunu teknolojinin ve ilmin ön gördüğü şekilde yapmak lazım. Bunu başarabilirsek ülke ekonomisine önemli katkı sağlayabiliriz. Beton yolların yanında bir de beton yol bariyerleri de var.

Şu anda biz çelik profillerle yapıyoruz. Bunların da beton bariyer yapılması yol güvenliği için daha uygundur. Bir kaza anında araçlar yolun öbür tarafına geçemeyecekleri gibi geceleri karşıdan gelen araçların lambaları da bariyerler tarafından önleneceği için şoförler için sürüş kolaylığı da getirecektir. Buna da devletin öncülük etmesi lazım. Avrupa ülkelerinde ve ABD’de bu şekilde yapılmış bir çok yol ve yol bariyerleri vardır.

Sosyal sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz?
Bütün endüstri tesislerinin bulunduğu bölgelerde sosyal sorumluluğun olduğunu düşünüyorum. Özellikle Türkiye gibi eğitime ihtiyacı olan ülkelerin, endüstri tesislerinin özellikle eğitime katkıda bulunmaları bir görevdir. Burada yetişen insanlar sonunda bu kuruluşlar için çalışacaklardır. Her eğitim yatırımı uzun vadede karlıdır. Nuh Çimento Grubu’nun da bu alanda görev üstlendiği NUH Çimento Eğitim ve Sağlık Vakfı vardır.

Her yıl edilen karın bir kısmı bu vakfa aktarılır. Nuh Çimento Eğitim ve Sağlık Vakfı şimdiye dek 9 adet okul inşa etmiş, okul adedini de 2017 sonunda 12’ye çıkaracaktır. 700’den fazla Yüksek Öğrenim öğrencisine karşılıksız burs vermektedir. İzmit Nuh Çimento Eğitim Kampüsü yatırımı için Valilik ile protokol imzalanmıştır. Nuh Çimento’nun desteği ile yenilenen Kocaeli Üniversitesi araştırma ve Uygulama Hastanesi Hemodiyaliz Ünitesinde günde 68 hastaya hizmet verilmektedir.

Son olarak Nuh Çimento’nun Sosyal Sorumluluk çalışmaları arasında Nuh Çimento Kürek Kulübünü de eklemek isterim. Bu kulübümüz çeşitli Türkiye birinciliklerinin yanında 2015’de Balkan Şampiyonu da olarak gurur kaynağımız olmuştur.

En Üste Çık