Görünür ışık iletişimi kullanan Li-Fi teknolojisinin, Wi-Fi’ den yaklaşık 100 kat daha hızlı veri aktarımı sağladığı laboratuvar ortamında yapılan testlerle kanıtlandı.
“Wi-Fi şifresini alabilir miyim?” sorusunu hayatınızda kaç kez sorduğunuzu düşündünüz mü? Hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yerini alan ve kısa adı Wi-Fi olan kablosuz bağlantı alanı (Wireless Fidelity) devrinin sona ereceğini gösteren ciddi emareler görülmeye başlandı. Wi-Fi’den 100 kat daha hızlı olan “kızılötesi- kablosuz internet sistemi” “Li-Fi” (Light Fidelity- Işığa Bağlı) teknolojisi, hayatımızı kökünden değiştirecek özellikler taşıyor.
İskoçya’daki Edinburg Üniversitesi’nde mobil iletişim profesörü Harald Haas tarafından icat edilen Li-Fi, birkaç yıl içinde interneti ampuller aracılığıyla elde etmemizi sağlayacak…
Dünyadaki internet kullanıcı sayısının hızla artması, kişilerin daha çok online olmaya başlaması, nesnelerin internetinin yaygınlaşması ile dünya internet ileticilerinin neredeyse yarısını taşıyan Wi-Fi şüphesiz yetersiz kalacak ya da yavaşlayacak. Wi-Fi’ye önemli bir alternatif olacak olan Li-Fi teknolojisi, henüz geliştirilme aşamasında olsa da veriyi kablosuz olarak transfer etmenin daha iyi yolu olarak önemli avantajlar sağlayacak.
TESTLERDE KANITLANDI
Görünür ışık iletişimi kullanan Li-Fi teknolojisinin, Wi-Fi’ den yaklaşık 100 kat daha hızlı veri aktarımı sağladığı laboratuvar ortamında yapılan testlerle kanıtlandı. Yıllardır verinin LED ampuller aracılığıyla aktarılabileceği fikrini savunan Prof. Haas, Li-Fi sisteminin çalışan modelini de yarattı.
Temelde aynı olan Li-Fi ve Wi-Fi teknolojileri arasındaki en önemli fark, Li-Fi’de verinin Led ışıklar aracılığıyla aktarılması.
Wi-Fi’ de kullanılan aktarım aracı olan radyo sinyalleri ile bağlantının internet kullanımının yoğunlaşmasıyla çok yavaş olacağını yaklaşık 15 yıl önce tahmin eden Haas, ilk defa alternatif kablosuz sistemler kullanmaya başladığında LED (“Light Emitting Diode”, Işık Yayan Diyot) ampuller evlerde daha çok kullanılmaya başlanmıştı. LED ampuller ışığı hızlı bir şekilde loşlaştırabilen veya kapatıp açabilen bir sürücü tarafından kontrol edilebiliyordu. Haas verinin, insan gözünün algılamadığı ışığın parlaklığında ve değişiminde ince aralıklarla şifrelenebileceğini keşfetti. LED ampulü akkor ampul (ilk kez Edison’un yaptığı lamba) ile değiştirerek deneylere başladı. Son olarak güneş paneli ve ampul ile çalışan bir iletici ve alıcı sistemi elde etti.
1 SANİYEDE 20 FİLM İNDİREBİLİRSİNİZ!
Son deneylerde araştırmacılar Li-Fi hızında saniyede 224 gigabayta kadar ulaştı. Bu hız en basit şekilde; bir saniyede 20 film gibi bir verinin indirilebilmesi anlamına geliyor. Haas’ın araştırmasına göre, Li-Fi, Wi-Fi’a oranla 1000 kat daha fazla veri yoğunluğuna ulaşabilir çünkü Li-Fi sinyalleri daha dağınık olan radyo sinyallerinin aksine küçük bir bölgede toplanmıştır. Wi-Fi’dan daha hızlı olmanın yanında, Li-Fi Haas’ın belirttiğine göre daha güvenli. Wi-Fi sinyalleri duvarlardan geçebilirken bir evde Li-Fi sinyalleri perdeler aracılığıyla evin içinde tutulabilir. Bu sistem ışıklarınızı devamlı açık tutacağınız anlamına da gelmiyor. Ampuller çok kısık ayarda bile veriyi aktarabiliyor.
Sadece Li-Fi’ın ne kadar hızlı yaygınlaşacağı belli değil. Hindistan, Kolkata’daki St. Xavier Koleji’nden araştırmacılar; Li-Fi teknolojisi sayısız yarar sunmasına rağmen bu teknolojinin yaşamlarımızın bir parçası haline gelmeden önce aşması gereken belirli bariyerler olduğunu söylüyor. Bu bariyerler hava durumuna bağlı olarak sis gibi koşullarda Li-Fi’ın ışık engellendiğinde gücünün azaldığı gerçeğini ve benzerlerini içeriyor. Yine de araştırma, Li-Fi endüstrisinin 2018 yılından itibaren 6 milyar dolar olacağını belirtiyor.
Haas ve takımı Li-Fi’ı test eden tek insanlar değil. Çinli araştırmacılar da bir LED ampul ile çalışarak birçok dizüstünü çalıştırabilen temel bir Li-Fi prototipi geliştirdiler. Alman araştırma kurumu olan Fraunhofer Enstitüsü de Li-Fi hotspot prototipi üzerinde çalışıyor. NASA bile uzay seyahatinde Li-Fi’ın potansiyel kullanımı üzerine çalışma yapma planlarını duyurdu.
