Gezi

Labirent Şehir: Venedik | SintekPlus Sayı 1

Her yerde köprülerin bulunduğu, sayısız kanala açılan labirent şehir… Venedik. Venedik denildiği zaman herkesin ilk aklına birbirinden su kanalları ile ayrılmış, köprülerle birleştirilmiş yüzlerce ada, adaların üzerinde birbirinden güzel saraylar, kiliseler, evler, kişilikli meydanlar ve bunların arasında dolaşan gondollar gelir. Venedik, her yerde köprülerin bulunduğu sayısız kanala açılan labirent bir şehirdir. Hâlbuki günümüzdeki turistik Venedik, çok ciddi bir tarihi geçmişi bulunan mucizevi ve insan elinin yarattığı belki de en güzel şehirlerden birisidir. Turistik Venedik’i anlatmadan önce siz okurlarımızı sıkmadan kısaca şehrin tarihine bir bakış atalım…

Venedik Cumhuriyeti
Aslında Venedik yaklaşık 1100 yıl ayakta kalmış bir cumhuriyettir. 742 yılından, 1797 tarihinde
Napolyon Bonapart’ın Venedik’i işgal edişine kadar tam bağımsız olarak ayakta kalmıştır. 697 yılında seçimle başa gelen ilk Venedik Doç’u Paolo Lucio Anafesto Bizans’a tabi olarak görevini 24 yıl ifa etmiştir. Paolo Lucio Anafesto’nun arkasından Bizans’a tabi 2 farklı Doç daha seçilmiştir. Seçimle iş başı yapan bu ilk 3 Doç’tan sonra Bizans Magister Militum adında devlet görevlileri atamaya başlamış ve 742’ye kadar 6 tanesi Venedik’i yönetmiştir.
Bizans’a tabiyet durumu bu dokuz yöneticinin ardından tam manası ile son bulur ve Teodato Ipato, 742 yılında seçilerek iş başına gelen Venedik’in 4. Doç’u olur. Ludovico Manin ise Napolyon Bonapart’ın işgali sırasında görev başında olan Venedik’in 120. ve son Doç’udur.

Adriyatik Denizi ve Doğu Akdeniz’de hem ticari konularda hem de askeri meselelerde söz sahibi olan Venedik Cumhuriyeti, hiçbir zaman basit bir şehir devleti konumunda kalmamıştır. Yeri geldiği zaman Bizans ve Osmanlı Devleti ile hem işbirliği içerisine girmiş hem de bu büyük devletlere karşı çok ciddi mücadeleler vermiştir. Özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda ticaretin getirdiği zenginlik ile birlikte önemli bir kültür, sanat merkezi haline de gelmiştir. Günümüzde Venedik’te gezilen müze ve diğer sanatsal merkezlerin bolluğunun sebebi işte tam buradan gelmektedir. Ayrıca, Venedik’in şuan ki turistik güzelliği olan kazıklar üzerine kurulu şehir gerçeğinin altında yatan neden ise onun ticaret
hacmi ve bunu çok büyük ve kuvvetli bir donanma ile koruma isteğidir. Gemiler için limanlar ve tersaneler lazımdır. Günümüzde de hala San Marco Meydanı’nın doğusundaki büyük tersane İtalya Deniz Kuvvetleri’nin Donanma Tarihi Müzesi ile bu geçmişi bizlere hatırlatmaktadır.

Peki, fotoğraflardaki Venedik tam olarak nerededir?
İtalya’nın Kuzeydoğu’sundaki birkaç bölgeden birisi olan Veneto’dadır. Veneto bölgesi Belluno, Treviso, Padova, Vicenza, Verona, Rovigo ve son olarak Venezia illerinden oluşmaktadır. Bunları Türkiye’deki iller gibi algılayabiliriz. Tarihi Venedik kenti ise Venezia ilinin içerisinde yer alan -gene ülkemize uygun bir tabirle söylemek gerekirse- ilçelerden birisidir. Bu
detayların verilmesinin sebebi ise Venedik’e ulaşım ve konaklama için bu bilgilerin gerekli olmasından kaynaklıdır. Dönem dönem festivaller ve diğer hadiselerden dolayı Venedik ilçesi denilebilecek alan yoğun turist akınına uğradığı zaman diğer 5 ilçeye konaklama açısından taşmalar görülebilmektedir.

Diğer ilçelerde konaklanıp Venedik’e gezmeye gidilmesi gibi bir durum söz konusu olabiliyor. Tarihi Venedik kenti Adriyatik Denizi’nin kuzeyinde bulunan lagünün bir kısmının üzerindeki 118 adacıktan oluşuyor. Bu adacıklar birbirlerine sadece ve sadece köprüler ve deniz ulaşımı ile bağlanıyor. Tam adı Venezia-Murano-Burano olan bu ilçe, ana karadaki Venezia ilini oluşturan diğer 4 ilçeye tek bir yol ile bağlı (Bu köprü üzerinde hem tren yolu hem de karayolu mevcut). Venezia ilinin bir diğer ilçesi de gene adalar üzerinde kurulu olan Lido-Pellestrina ilçesidir ve burası ile olan ulaşım da aynı Venedik gibi sadece deniz yoluyla sağlanabiliyor. Venedik içerisinde tren, otobüs ve metro gibi herhangi bir toplu ulaşım aracı kesinlikle mevcut değildir.

Sadece ana karadan, yukarıda bahsedilen Via della Liberta adındaki köprü ile bağlantı sağlanabilmektedir. İşin özü özel arabanızla Venedik’e gelme gibi bir hayaliniz var ise bunu ancak ve ancak ana karadaki ilçelerde konaklamanız ya da aracınızı Venedik ilçesinin dışında bırakmanızla mümkün hale getirebilirsiniz. Venedik’in hava yolu ulaşımının sağlandığı Marco Polo Havalimanı da gene ana karada bulunmaktadır. Buraya gelen yolcular ya tren ya da otobüs vasıtası ile Venedik adalar topluluğunun en Batısı’na varabiliyorlar. Amma ve lakin bu ufak yolculuğu tabiki deniz vasıtalarıyla kat etmekte mümkün.

Artık, Venedik gerçeğine hoş geldiniz. Deniz havası var bu şehirde: iyot kokuyor…

Venedik’in içindeki bir tesiste konaklıyorsanız uçaktan iner inmez bir deniz taşıtı ile oraya varmanız ya da en azından çok yakınına ulaşmanız mümkün. Alilaguna tekneleri üç farklı güzergahta tarifeli bir şekilde çalışan toplu taşıma araçlarıdır (İnternet sitesi: www.alilaguna.it). Bu pratik ve keyifli yolculuğu tercih etmek bizce en mantıklısı olacaktır.

Tarihi Venedik şehri mahalle denilebilecek Cannaregio, Castello, Dorsoduro, San Marco, San Polo ve Santa Croce isimlerindeki 6 bölgeden oluşmaktadır. Bu bölgelerin her birinde görülmesi gereken pek çok tarihi eser-müze-kilise, çok iyi bir şekilde korunmuş şehir dokusu, muhteşem lezzetler barındıran lokantalar, şık kafelere de sahip olabilen meydanlar ve gondolların dolandığı kanallar bulunmaktadır. Özellikle gezilip görülmesi gereken yerleri sayıları itibariyle listelemeyi uygun gördük. Unutulmaması gereken nokta şu ki, bu yazıda sadece görülmesi gereken yerlerden en önemlilerinden bahsedildiğidir.

Venedik’te her köşe başında ayrı eşsiz güzellikler sizi beklemektedir…

  1. San Marco Meydanı
    Venedik’in en büyük meydanı burasıdır. Bizim meydanlarımız gibi güvercinlerle dolu olan bu alanın çok önemli binalara cephesi var. Bunların başında meydana adını veren San Marco Bazilikası yer almaktadır. Mozaikleriyle meşhur bu binaya giriş ise ücretsiz. Meydanın bir diğer önemli yapısı ise bazilika bünyesinde olan ama binasının meydanın başka bir köşesinde olduğu San Marco Çan Kulesi’dir. Girişin 8 Euro olduğu bu kuleden güzel bir Venedik panoraması gözlenebilir. San Marco Meydanı’nda gezilmesi gereken diğer önemli yerleri şöyle sıralayabiliriz: San Marco Saat Kulesi, San Marco Bazilikası’nın içerisinde olan San Marco Müzehostingsi, gene San Marco Bazilikası’nın içinde bulunan iki tane hazine (Bunlardan birincisinin adı Palad’Oro, ikincisinin adı ise San Marco’nun Hazinesi), Meydan’ın bir kenarını oluşturan Correr Müzesi,diğer bir kenarını oluşturan Ulusal Arkeoloji Müzesi ve kendi içerisinde müstakil bir meydanda barındıran Dükalar Sarayı. Her ne kadar San Marco Meydanı’nda yer almasa bile Dükalar Sarayı’ndan Dükalık Hapishanesi’ne, İç Çekme Köprüsü manasına gelen meşhur Ponte dei Sospiri ile geçilebilir.
  2. Fondaco dei Turchi
    1923 yılında Doğa Tarihi Müzesi’ne dönüştürülen bu mekan bizim tarihimiz açısından özellikle anlamlıdır. 1621-1838 yılları arasında Osmanlı tebasından tüccarların Venedik’e geldikleri zaman konaklayabildikleri yer burasıdır. Her ne kadar orijinal işlevini görmese bile bu tarihi yapıyı ülkemizden gidenlerin kesinlikle görmesi gerekmektedir.
  3. Rialto Köprüsü ve Pazarları
    Yaklaşık 400 yıllık olan bu yapı Büyük Kanal üzerinde bulunmakta ve San Marco ile San Polo bölgelerini birbirine bağlamaktadır. Venedik’in bu en eski köprüsü üzerinde kanalı ve su taşıtlarını ayrıca çevreyi doya doya izleyebilirsiniz. Köprünün San Polo tarafında bulunan bu pazarın tezgahlarından yerel ürünleri satın alıp, keyifli gezintiler yapabilirsiniz.
  4. Venedik’in Diğer Önemli Meydanları
    Venedik’in ikinci büyük meydanı olan Campo San Polo, Campo Santa Margherita, Campo San Stin, Campo Santa Stefano, Campo San Maurizio, Campo San Geremia ve Campo Manin.
  5. Venedik’in Önemli Kiliseleri
    Santa Maria della Salute Bazilikası, Santa Maria Gloriosa dei Frari Bazilikası, Santa Maria del Giglio Kilisesi, Santa Maria Formosa Kilisesi, Santa Maria dei Miracoli Kilisesi, San Giovanni Elemosinario Kilisesi, San Polo Kilisesi, San Giacomo dall’Orio Kilisesi, San Stae Kilisesi, Sant’Alvise Kilisesi, San Pietro di Castello Kilisesi, Santissimo Redentore Kilisesi, Santa Maria del Rosario Kilisesi, San Sebastiano Kilisesi ve San Giobbe Kilisesi.
  6. Murano ve Burano ile Diğer Çevre Adalar
    Venedik’e bağlı olan ve deniz yoluyla gidilmesi gereken birkaç tane de çevre ada bulunmaktadır. Özellikle cam işçiliğiyle ünlü Murano oldukça yakında bulunmaktadır ve kesinlikle görülmesi gereken bir huzur beldesidir. Venedik festivalinde takmak isteyeceğiniz maskeler için ise Burano’yu tercih edebilirsiniz. Venedik’ten oldukça ucuza binbir çeşit maskeyi buradan satın alabilirsiniz.
  1. Gondol Sefası
    Venedik’in vazgeçilmezi gondollar artık sadece turistik amaçlı kullanılıyor. Şehirdeki yaklaşık 400 gondolla oldukça keyifli bir kanal turu yapabilirsiniz. Azami 6’şar kişinin binebildiği gondollar ile yapılacak bir kısa tur için yaklaşık 90 Euro, uzun tur için ise gene yaklaşık 120 Euro’luk bir ücret ödüyorsunuz. Fiyatların hiç de az olmadığı bu turlar için Türk usulü pazarlık etmekten çekinmeyin…
  2. Venedik’teki Önemli Müzeler
    İlginç merdivenleriyle meşhur olan bir bina Palazzo Contarini del Bovolo, 18. yüzyıl Venedik’inin yaşam tarzını aksettiren Ca’Rezzonico Müzesi, Kostüm ve Kumaş Tarihi Müzesi olarak çevrilebilecek Palazzo Mocenigo, Venedik’in
    Modern Sanatlar Müzesi Galleria Internazionale d’Arte Moderna, Asya Sanatları konulu bir müze olan Museo D’Arte Orientale, bir resim ve heykel müzesi olan Galleria Giorgio Franchetti alla Ca’ d’Oro ve Venedik Güzel Sanatlar Akademisi’nin galerisi olan Gallerie dell’Accademia başta gelen örnekler arasında sayılabilir.

Venedik’in gezilmesi şart olan yerlerini belirttikten sonra çok önemli bir hususa dikkatlerinizi çekmek isteriz…

Venedik, yürüyerek gezilebilen ve keşfedilebilen bir şehir olması sebebiyle kendinizi sokaklarına haritasız ve rehbersiz bir şekilde bırakmanızı tavsiye ederiz. Nereden ne çıkacağı, nasıl bir güzellikle karşılaşabileceğiniz hiç belli olmaz. Özellikle Şubat ayında düzenlenen karnaval vaktinde bu şehir tam bir masal dünyasına dönüşüyor. Maskenizi alın ve coşkuya katılın. Sanat severler için bir hatırlatma daha yapmanın lüzumu var. Venedik Bienali yılda iki kez düzenlenmekte olan çok ciddi bir organizasyondur. Sanat bienali iki yıl arayla tek sayıyla biten yıllarda yapılırken mimarlık bienali çift sayılı yıllarda yapılmaktadır.

Şehrin kokusu, havası, suyu, sesi, enerjisi ve dokununca tende bıraktığı hissinin damağınızda da aynı güzel tatları bırakması dileklerimizle…

Son olarak Venedik’teki yeme içme kültürünün klasik bir İtalyan lokantası menüsünden oluştuğu söylenebilir. Aslında bizlere oldukça tanıdık gelecektir. Gene de meşhur İtalyan içkisi Bellini ve Venedik’e has bir lezzet olan Spritz’i denemeniz tavsiye olunur. Bilindik lokanta ve barların isimlerini vermenin, hem bunların isimlerine ulaşılabilirliğinin kolaylığı açısından hem de kişisel tercihler söz konusu olduğu zaman yanlış yönlendirmelerin seyyahlarımızı üzme
potansiyeli taşıdığından ötürü, gereksiz olduğu kanaatindeyiz. Onun yerine seyyahlarımızın şehirde özgürce dolanmaları ve ara sokaklara dahi girerek lezzet keşifleri yapmalarını öneririz.
Emin olun çok daha iyi sonuçlar alacaksınızdır.

En Üste Çık